Kuruyemiş Hakkında Faydalı Bilgiler

15 Aralık 2018 Cumartesi

'Böbrek Hastalıklarından Öksürüğe, Ağız sağlığından Damar sertliğine İğdenin faydaları'


Küçük, çekirdekli bir meyve olan iğne pek çok sağlık sorununa derman oluyor ve pek çok hastalığa karşı koruma ile direnç sağlıyor. Ülkemizde de yaygın olan iğde ağacının meyvesinin faydalarını biliyor musunuz? İşte böbrek hastalıklarından öksürüğe, ağız sağlığından damar sertliğine iğdenin faydaları...






Latince adı Elaeagnus olan iğde ağacı kuraklığa dayanıklı, en verimsiz arazilerde bile yetişebilen bir türdür. Türkiye’de özellikle Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerinde yetiştirilen iğde ağacının meyvesi iğdenin pek çok faydası bulunmaktadır. Kuş iğdesi ve sultan iğdesi olarak adlandırılan çeşitleri olan iğde meyvesinin böbrek rahatsızlıklarından damar sertliğine pek çok faydası bulunmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalar iğdede de bulunan palmitoleik asitin damar sertliğine olan faydalarını göstermektedir.


İğdenin faydaları nelerdir merak edenler için hem özet olarak hem de detayulı olarak listeledik ve zararlarına da değindik. İğdenin faydalarının detaylı açıklamalarında önce besin değerlerini de paylaştık.

İğdenin faydaları özet:
Zengin vitamin (C, K, B1 ve B2) deposudur,
Bağırsaklara ve ishale iyi gelir
Böbrek rahatsızlıklarına iyi gelir,
Sivilce ve siyah noktaların giderilmesine yardımcı olur,
Zihne iyi gelir,
Sindirimi kolaylaştırır,
Egzemaya iyi gelir,
Öksürüğe iyi gelir.

İĞDENİN BESİN DEĞERLERİ

1 adet iğde kurusundaki kalori miktarı ve iğde meyvesinin besin değerleri şunlardır:

Kalori: 3 kcal (1gr)
Karbonhidrat (g): 0.52
Protein (g): 0.05
Yağ (g): 0.02
Lif (g): 0.19
Kolesterol (mg): 0
Sodyum (mg): 0.83
Potasyum (mg): 7.68
Kalsiyum (mg): 0.67
Vitamin A (iu): 0
Vitamin C (mg): 0
Demir: 0.01

İĞDENİN FAYDALARI

Böbreklere olan faydası: Görüntü olarak zeytine benzeyen iğde meyvesi özellikle böbrek hastalarına tavsiye edilmektedir. Vücudun ağır yükünü çeken böreklerimiz vücuda giren zararlı maddelerin ayırıp vücuttan atılması sağlar.


Vücudumuzun arıtma tesisi olan böbreklerimizde besinler süzülürken kişi eğer yeteri kadar su ve sıvı tüketmiyorsa bazı kalıntılar birikir. Bu kalıntılar zamanla böbrek taşı oluşturabilir. Böbrek taşı kişiye çok rahatsızlık ve acı veren bir şeydir. Vücudun böbrek taşından kurtulması da uzun, acılı ve zor bir süreçtir. Böbrek rahatsızlığı yaşayan kişilere özellikle iğde meyvesi tavsiye edilmektedir. Böbrekler için iğde meyvesinin etli kısmını tüketebilirsiniz. Böbrek taşı rahatsızlığı içinse çekirdekleriyle birlikte çiçeklerinin kaynatılıp suyunun içilmesi tavsiye edilmektedir.

İshali geçirir: Sindirim sisteminin bir parçası olan böbreklere faydalı olan iğde ishale de iyi gelir. İnsanı zor sıkıntıya sokan, günlük işlerini yapmasına engel olabilecek ishal çok rahatsız edici olabilir. Ayrıca ishal ile kaybedilen mineral ve sıvının geri alınamaması başka rahatsızlıklara yol açabilir.


Bu durumda iğde suyu kaybedilen sıvının, minerallerin ve elektroitlerin geri alınması açısından faydalıdır. İğde suyu hazırlamak için bir avuç kadar iğneyi rengi sarılaşıncaya kadar kaynatın. İğdeyi yiyip suyunu içmeniz ishalinize iyi gelecektir. İshale iyi gelen diğer şeyler için aşağıdaki yazımızdan faydalanabilirsiniz.


Ağız sağlığı için iğde: Sindirim sistemine olan faydalarına değindiğimiz iğdenin sıra sindirim sisteminin başlangıç noktasına yani ağzın sağlığına olan faydalarına geldi. Yiyeceklerin öğütülmesi ağızda bazı kalıntıların kalmasına yol açar. Tabii bu kalıntılar diş çürüklerine, ağız yaralarına vb yol açabilir. Bu yüzden diş doktorları diş fırçalamanın önemine değinirler. Ağzı temizliği ve sağlığı için diş fırçalamaya ek olarak iğdeden de faydalanabilirsiniz. İğde yağı ile gargara yaparak ağzınız için daha detaylı bir temizlik sağlayabilirsiniz.


Öksürüğe iyi gelir: Özellikle sıklaştığında çok rahatsız edici olabilen öksürüğün soğuk algınlığından, boğazınızın tahriş olmasına kadar pek çok farklı nedeni olabilir. Bu nedenle özellikle kış aylarında öksürüğe iyi gelen şeyler sık sık aratılmaktadır ki bunlardan biri de iğdedir.


İğde yiyerek öksürüğün ve verdiği rahatsızlığın azalmasını sağlayabilirsiniz. Hastalığınızdan dolayı katı yemekte zorlanıyorsanız, iğdeyi özellikle de çiçeği ile kaynatıp tüketirseniz öksürüğünüze iyi gelir.


Nezle ve bronşite karşı: İğdenin çekirdeğinden yapılan nezle ve bronşite iyi gelmektedir. İğde vitamin içeriği ile de kışın sık sık yakalandığımız soğuk algınlığını, üşütme vb.ye de iyi gelir.

Hazımsızlığa iyi gelir: Yemeklerden sonra hazım problemleri yaşıyorsanız iğde midenizi rahatlamanıza yardımcı olur. Mideniz şiştiğinde taze iğde çiğneyerek midenizi rahatlatabilirsiniz.

Egzamanın harici tedavisi: İğde meyvesi kadar yaprakları ve çiçeklerinin de faydaları bulunuyor. İğde yaprakları ve çiçeği kaynatılıp egzamanın harici tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca iyi bir antiseptik olan iğde suyu öksürük veya boğaz ağrılarına da iyi geliyor.

Kışın ilacı: C vitamini deposu olarak tanımlanan iğdenin meyvesi ve yapraklarının kaynatılıp çay olarak içilmesi vücudun direncinin artmasına yardımcı olur ki bu özellikle kış aylarında sık sık rahatsızlık yaşayanlara tavsiye edilir.


İĞDE NASIL TÜKETİLİR?


İğde ağacının zeytine veya hurmaya benzeyen meyvesi pazarlarda marketlerde satılır. Meyvenin etli kısmı yenir. Ancak yenirken kabuğu soyulmalıdır. Ayrıca iğde kaynatılıp suyu da içilir. Çiçeği ve yaprakları da kaynatılıp çay olarak tüketilmektedir.



YABANİ İĞDENİN FAYDALARI

Uzmanlar da iğdenin faydalarına sık sık değiniyor. Beslenme ve diyet uzmanı Sevgi Neylan Bakım omega 7 kaynağı olan yabani iğdenin faydalarını şu şekilde sıralıyor.

Omega 7, barındıran iğde tip 2 diyabet riskini azaltıyor,
Kilo kontrolüne destek olur,
Damarlardaki kolesterol plağı birikimini azaltarak kalp krizi ve inme riskini azaltıyor,
Kollejen üretimini artırarak hücre zarını stresten korur,
Saç ve ciltte kuruluğu önler,
C, K, B1 ve B2 vitaminleri açısından zengindir,
Vücut için elzem olan aminoasitler içerir,
Kolesterolü azaltır.

İĞDENİN ZARARLARI

Hemen her şey de olduğu gibi iğde de aşırı tüketilirse vücutta bazı rahatsızlıklara istenmeyen durumlara yol açabilir.

İğdenin fazla tüketilmesi kabızlığıa yol açabilir ve ağızda kuruluğa neden olur. Yani iğde tüketilirken su tüketimini ihmal etmemek gerekir.

Ayrıca fazla iğde yemek fazla şeker tüketmenize de yol açar. Bu yüzden kararında tüketilmelidir. Fazla şeker erkeklerde cinsel istikrarsızlığa yol açabilir ve bu cinsel hayatı olumsuz etkileyebilir.

Tabii iğdenin tek başına sağlık sorunlarınızı mucizevi şekilde köken çözmeyeceğini, sağlık problemleriniz için her zaman bir doktora, başvurmanız gerektiğini hatırlatalım.

Çekirdeğin Faydaları Nelerdir ? Zararlı mı yararlı mı ?




Biraz sivilce yapabilir ancak ay çekirdeğinin de sağlığınıza faydası var. Kalp damar sağlığını geliştirir.

Ay çekirdeği, kalp damar sağlığını güçlendiren iki besin bileşeni içermektedir: E vitamini ve folat.

Bir su bardağının dörtte biri miktarında ay çekirdeği günlük E vitamini ihtiyacımızın %60’ından fazlasını içermektedir. Bu esansiyel vitamin, önemli bir antioksidan işlevi görmektedir ve dengeli düzeylerde bulunan E vitamini kalp damar hastalıklarından dolayı erken ölüm riskini toplamda daha fazla düşürülmesiyle bağlantılı bulunmuştur. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Baha Aydoğ, E vitamininin, beyin sağlığını ve hücre zarlarını kızarıklık ve şişmeye karşı korumak için serbest radikallerin temizlenmesine yardımcı olduğunu belirtiyor.


Kolesterol düzeylerini destekler

Ayçiçeği, yüksek düzeyde fitosterol içermektedir. Bu fitosteroller kolesterole benzer fiziksel özelliklere sahiptir; araştırmalar ay çekirdeğinin sağlıklı kolesterol düzeylerini desteklediğini pek çok kez göstermiştir.


Zengin magnezyum kaynağı

Magnezyum eksikliği, kalp damar, sinir ve bağışıklık sistemlerini etkileyen çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bir su bardağının dörtte biri miktarında çekirdek, günlük tavsiye edilen magnezyum değerinin %25’inden daha fazlasını temin eder. Bu da beyniniz, kalbiniz, kaslarınız ve daha fazlası için koruma sağlar! Türkiye’de 65 yaş üzeri nüfusun %8’ine tekabül eden tahmini 400 bin kişinin Alzheimer hastalığına yakalandığı hesaplanmaktadır. Bu rakamın 2030 itibariyle iki kat ve 2050 itibariyle ise üç kattan daha fazla artacağı tahmin edilmektedir.


Sağlıklı duygu durumunu destekler

Çekirdek deki magnezyumun ilave bir faydası da vardır, sağlıklı bir duygu durumu sağlar. Yüz yılı aşkın bir süre önce, depresyonlu hastalara magnezyum sülfat verilmekteydi. Magnezyumun başarısı ve güvenli olması, onu değerli bir seçenek haline getirmiştir. Günümüzde magnezyum ruh sağlığına yönelik homeopatik terapilerde önemli bir rol oynamaktadır.


Selenyum içerir

Güçlü bir antioksidan ve tiroit sağlığı için mükemmel ay çekirdeği, esansiyel bir besin olan selenyum içermektedir. Çalışmalar, selenyumun antioksidan fonksiyonunda rol oynadığını ve vücuttaki kızarıklık ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir. Ay çekirdeği aynı zamanda tiroit hormonunun metabolizmasında kritik bir role sahip olduğu yakın zamanda tespit edilmiştir. Selenyumun hasar gören hücrelerin DNA onarımını uyarma yeteneğine sahip olduğu da belirlenmiştir.

Bademin İnsan Sağlığına Kattığı Mucizevi Faydaları



Bademin İnsan Sağlığına Kattığı Mucizevi Faydaları

– Kalbi koruyarak kalp ritminizi düzene girmesine yardımcı olur. Olası kalp krizlerin önüne geçer. Badem yemek kalbin sağlığını koruyarak daha sağlıklı bir kalbe sahip olmanıza yardımcı olur. Günde en az 5-6 adet badem yemeyi alışkanlık haline getiriniz.
– Kemik ve beyin gelişimi için son derece faydalı olan bademin yararlarını saymakla bitiremeyiz. Bu nedenle sağlıklı bir beyin ve güçlü bir kemik yapısına kavuşmak istiyorsanız badem tüketimini düzenli bir şekilde sağlamanız gerekir.
– Kolesterolünüzün dengesini eşitlemek için iyi ve ya kötü olan kolesterolü sağlamak istiyor iseniz badem yemeniz bunu kesinlikle sizlere sağlayacak ve bu dengenin eşit olmasına katkıda bulunacaktır.
– Bağışıklığı kuvvetlendiren sizi her türlü grip ve benzeri soğuk algınlıklarından koruyan mükemmel bir gıdadır. Badem yiyerek bağışıklığınızı kuvvetlendirmeniz gerekir.
– Diş eti hastalıklarına diş çürüklerine ve diş minesinin daha sağlam olmasına katkıda bulunur. Badem yiyen kişilerin dişleri güçlü olur.



– Kan yapıcı bir özelliğe sahip olduğundan dolayı anemi sorunları yaşayan kişilerin günlük olarak düzenli taze badem yemeleri gerekmektedir. Kışın kansızlık sizin daha fazla üşümenize neden olur. Bu nedenle bu sorunu en aza indirmek ve çabuk ısınmanıza yardımcı olur.
– İçinde bulunan mineraller ve vitaminler sayesinde sizin daha sağlıklı bir şekilde kilo almanıza katkıda bulunur. Yağ oranı doymuş özelliği aldığından yağ çabuk vücutta erir ve istenmeyen kiloların oluşmasını engeller.
– Antioksidan görevini en iyi şekilde yaparak çeşitli bakterileri önceden tespit ederek dışa atılmasına katkıda bulunur. Böylece vücut kötü bakterileri dışa atarak midenizin temizlenmesine yardımcı olur ve sizin hastalıklara karşı daha dirençli olmanıza katkıda bulunur.
– Cildin güzelleşmesine katkıda bulunur. Özellikle saç, kirpik ve kaşlarda badem yağı güçlü yapısı ile bu saydığımız üç önemli özelliği gürleştirir. Sizin daha dolgun saç, kirpik ve kaşlara sahip olmanıza aracı olur.
– Her türlü kan basıncı düzenler ve hormonsal dengeyi düzenleyerek daha sağlıklı kilo almanıza yardımcı olur. Her türlü obezite aşırı kilo ve kısacası istenmeyen kiloların önüne geçer. Hatta bademin diyet listeleri içinde yer aldığını da hatırlatmak isteriz.
– Bütün kanserli hücreleri önceden tespit ederek, özellikle kanserli hücrelerin yenilenmesini sağlar ve sizi olası kanser durumlarına yakalanmanıza karşı korur. Bademin sağlık ve beyin gelişimi açısından çok zengin bir besin olduğunu sizlere bildirmek isteriz. Bunun için bu mucizevi faydalarını bilerek hareket edin ve olası rahatsızlıkların önceden önüne geçiniz.

Badem Yağı İle Saç Bakımı Nasıl Yapılır?



Badem Yağı İle Saç Bakımı Nasıl Yapılır?

Saçımızın çevresel ve kirli havalardan daha sönük bir hale gelmesi oldukça doğaldır. Yaşadığınız yerin kalabalık, fabrika yerlerini fazla olması ve araçların çok fazla yaygınlaşmış olması havanın ve çevrenin egzozu ve diğer dumanlardan kirlenmesine ön zemin hazırlar. Bu kötü koşullardan insan vücudunda en başta saçlar ve cilt olumsuz bir şekilde etkilenir. Hava kirliliği ve çevresel kirlilikler ayrıca sağlığımızı tehdit altına alan kısımlardan birisidir. Özellikle kış aylarında yağışların ve havanın soğuması ile birlikte gelen kötü hava koşulları en başta saçlarımız etkiler. Saçımız yaz aylarına oranla daha cansız, mat ve sönük durmaktadır. Bütün bunların olması ve saçımızın şekilsiz durması bizi psikolojikman kötü etkiler ve hayata dair planlarımızda kötü enerjiyi içimize hapsederek bundan çabuk sıkılmanıza neden olur. Çünkü insan kendi ile bütün bir bireydir. Kendini eksik hissettiği sürece bu eksiklikleri de doğal olarak yaşayacaktır. Peki, bu kadar kötü faktör rol oynarken bize düşen görevler tam olarak nelerdir? Hangi yağları kullanarak saçımıza güç kazandırabiliriz? İşte buna verilebilecek en güzel cevap mineralleri zengin olan ve özellikle içinde yoğun miktarda E ve D vitamini barındıran omega3 ve omega6 enzimlerine sahip olan zengin lif içerikli bademdir. Normalde bademin insan sağlığına kattığı değerleri saymak ile bitiremeyiz. Bunun sadece yerken bir de içimizi iyileştirebiliyor isek dışımızın da bu vitaminler sayesinde çabuk onarılacağını sakın unutmayınız. Badem yağı ile saçlarınızın hacmini daha dolgun yapabilir çabuk uzamasına yardımcı olabilirsiniz. Bunun için öncelikle saç bakım kürlerinde neler kullanabileceğinize dair bilgilere sahip olmanız ve saç yapınıza göre hareket etmeniz daha doğru olacaktır. Hepimiz biliriz ki cildi olağan üstü besleyen pürüzsüz olmasına vesile olan bademin, bir de yağı vardır ki saçlar için son derece besleyicidir. Saçınızı çok seven ve bakımını düzenli yapan birisi olmanıza rağmen saçlarınız mat ve cansız ise bunu bilin ki saç yapınız zayıf ve vitaminsiz kalmıştır. Öncelikle bunu düzene koyabilmeniz için yapmanız gereken en önemli etken beslenme şeklinize özen göstermeniz olacaktır. Daha sonra saç bakımı için saç besleyici yağlardan birisi olan badem yağını tercih etmeniz gerekir. Bademin içinden zengin lif ve vitaminler ve birbirinden değerli enzimler bulunmaktadır. Bu nedenle sönük saç kısa bir süre sonra canlanacak, hatta eskisinden daha fazla güzel görünmeye devam edecektir. Badem yağını aktarlardan veya eczanelerden özel olarak temin etmeniz gerekir. Unutmayın her badem yağı orijinal badem yağı olarak satılmamaktadır. Buna dikkat ederseniz saçınız eskisinden daha güzel olacaktır. Evde haftada 2 kere bu uygulamayı saç diplerinize masaj yöntemi ile yapmanız yeterli olacaktır. Badem yağını saçınıza sürdükten sonra en az yarım saat kadar bekletmeli ve bir tülbent yardımı ile hava almasını engellemelisiniz. Kapalı havada yapılan kür saçınıza daha enerji verecek bütün vitamin ve enzimlerin saç hücrelerine kadar inmesine yardımcı olacaktır. Bu kürü daha zengin yapmak isterseniz badem yağının içine 2 adet sarımsağı rendeleyin ve sarımsağı badem yağının içinde 1 saat önceden bekletin ve daha sonra saçlarınızın diplerine masaj yöntemi ile uygulayın faydası daha fazla olacak saç yapınız çok güçlü olarak hızlı uzayacaktır. Sağlıklı ve gür saçların sırrı badem yağında gizlidir bunu sakın unutmayınız. Her bitkisel yağ muhtemelen faydalıdır fakat güç olarak en başta badem yağı gelir.

12 Ekim 2018 Cuma

Kaju Hakkında Bilinmeyenler, nerede yetişiyor, faydaları nedir ?



Kabul edelim ki çerez yemeyi seven bir toplumuzdur. Leblebi, çekirdek, fıstık ve daha niceleri… Eğer ki biraz daha lüks bir çerez tabağı hazırlanacaksa işin içine badem, fındık ve kaju da dahil olur. Bu çerezlerin pek çoğunun nasıl ve hangi bitkilerden elde edildiği biliriz, ancak kaju hakkında Türkler olarak pek fikrimiz yoktur.

Bunun sebebi ise basit; Türkiye’de üretilen bir gıda olmaması. Peki ya hiç merak edip ‘Nedir yahu bu kaju?’ diye sordunuz mu kendi kendinize? Biz sizin için sorduk ve bakın karşımıza ne kadar tuhaf bir meyve çıktı.
Tuhaf Meyve Kaju !







Fotoğrafta gördüğünüz biraz domatese, biraz elmaya benzeyen bitkinin adı ‘kaju meyvesi’. Ve evet, kaju çerezi bu tuhaf görünümlü meyveden elde ediliyor.

Bugüne kadar afiyetle tükettiğiniz bu lezzetli çerezin bu kadar tuhaf bir görünüme sahip olduğunu görmenin sizi şaşırttığına eminim. Ancak hazır olun bu tuhaf meyve sizi daha çok şaşırtacak.

Kaju meyvesi bizlerin Amasya elması olarak bildiği elma cinsine oldukça yakın bir meyve. Bu elmanın çekirdeği diğer elma türlerinden farklı olarak içerisinde değil. Resimlerde de gördüğünüz üzere elmanın çekirdeği tam olarak sap işlevi görüyor. Bizlerin çerez olarak tükettiği kısımda tam olarak meyvenin çekirdeği.







Türkiye ikliminde yetişmeyen bu meyvenin nerede yetiştiği sorusunun cevabı ise biraz daha güneyde, Ekvator’a yakın ülkelerde saklı. Brezilya ve Hindistan’da sık sık karşımıza çıkabilecek olan kaju elması Vietnam ve Fildişi Sahilleri’nde de yetişiyor.

Ender coğrafyalarda ve iklimlerde yetişebilen bu meyvenin dünyadaki en büyük ihracatçısı ise Hindistan.







Bizler kaju meyvesinin sadece çekirdeğini tüketsek de, meyvesinin de oldukça değerli olduğunu belirtmek lazım. Meyve olarak da tüketilen kajudan en çok üretilen şey ise meyve suyu. Güney Amerika’da oldukça yoğun tüketilen kaju suyuna maalesef Türkiye’de ulaşmak mümkün değil. Not etmekte fayda var, kaju elması en çok suyu çıkan elmalardan biri. Sadece meyve suyuyla da sınırlı kalmıyor üretimi. Fermentasyon yoluyla bir çeşit alkol de üretilebiliyor kaju elmasından.

Bizler için egzotik, Hindistan ve Brezilya için sıradan olan kaju meyvesi pek çok yemek ve tatlıda da kullanılıyor.


Peki Neden Pahalı ?







Meyvesi ucuz olan kaju elmasının çerez olarak pahalı olmasının sebebi ise basit. Bodur bir ağaç olan kaju elma ağacının bir tanesinden anca birkaç kilo kaju fıstığı elde edilebiliyor. Bu yüzden de oldukça değerli bir çerez. Aynı zamanda meyvelerin teker teker ağaçtan toplanılması ve çekirdeklerinin teker teker ayıklanıyor oluşu da bu çerezi değerli yapıyor.

İddaaya göre meyveden fıstığını üretilen firmalarda çalışan işçilerin bu fıstıklardan yemesi kesinlikle yasak. Yemeleri halinde ise işten atılmalarına sebep olabilecek cezalar almaları söz konusu.
Dünyanın En Büyük Ağacı







Yukarıdaki gördüğünüz fotoğrafın kaju ağaçlarıyla dolu bir alanın yukarıdan çekilmiş bir görüntüsü olduğunu sanıyor olabilirsiniz. Ancak yanılıyorsunuz. Bu başlı başına TEK BİR KAJU AĞACI.

1888 yılında Luís Inácio de Oliveira ismindeki bir balıkçı tarafından dikilen ve Brezilya’nın Parnamirim kentinde bulunan bu ağaç tam 129 yaşında. Genetik bir bozukluğa sahip ağaç tek bir kökten oluşuyor ve görüldüğü gibi devasa bir alanı kaplıyor. Günümüzde ağaç 8,500 metrekarelik bir alanı kaplayan ağaç düzenli olarak budanıyor.







Dünyanın en büyük ağacı ünvanına sahip olan bu ağacın ağırlığına gelince, tahminlere göre 2.5 tona yaklaşan bir ağırlığa sahip. Bu ağırlığa dayanamayan ağacın kökleri yerlere dayanmış bir şekilde bulunuyor.

Bu devasa ağaç hükümet tarafından koruma altına alınmış durumda. Turistlerin uğrak noktaları arasında bulunan ağaç yılda binlerce kişiye ev sahipliği yapıyor.








Farkındayım kaju hem elmasıyla, hem de devasa ağacıyla oldukça tuhaf gözüken bir meyve. Ancak hatırlatırım size en başta çok ama çok şaşıracağınız söylemiştim.
Türkiye’de Kaju Nasıl Bulabilirim?

Merak etmeyin, her ne kadar bu tuhaf meyve bize uzak diyarlarda yetişiyor olsa da, kuruyemişine ülkemizde kolaylıkla ulaşmak mümkün. Pek çok kuruyemiş dükkanında bulabileceğiniz kajuya internet üzerinden sipariş vererek de hızlıca ulaşabilirsiniz.

Alıntı.

10 Ekim 2018 Çarşamba

Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş nelerdir ?



Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş






Kuruyemişi hepimiz çok severiz. Özellikle televizyon izlerken ya da canımız sıkılınca vakit geçirmek için atıştırırız. Ama kuruyemişin ne kadar yararlı olduğunun birçoğumuz farkında değiliz. Bazıları özellikle çocukların gelişimi için çok önemli.

Dünyada en çok fındık üreten ülkelerden biri de Türkiye! Yeteri kadar ceviz, badem ve yer fıstığı da üretiyoruz. Ama gelişmiş ülkelerde “ilaç niyetine” yenilen bu besinleri biz hala “abur cubur yiyecekler” sınıfına koyuyoruz! Oysa kuruyemiş herkes için çok yararlı. Çocukluk döneminde tüketimi de çok önemli. Bebekler ve küçük çocuklar için son derece gerekli olan protein, lif, çinko ve diğer önemli elementler sert kabuklu yiyeceklerde bulunuyor. Bu yüzden uzmanlar, çocukların yeterince kuruyemiş tüketmesinin gerçekten çok önemli olduğunu belirtiyorlar.
Çocuklar için önemli olan kuruyemişlerin neler olduğunu ve yararlarını Tutar’lı Diyet Beslenme danışmanlık ve yaşam koçluğundan diyetisyen ve nlp uzmanı Serkan Tutar’dan öğrendik.


2 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Kaju fıstığı

Kaju, Hint fıstığı olarak bilinir. En iyi bakır kaynaklarından biridir. Günde 1 avuç kaju tüketildiğinde günlük bakır ihtiyacının yüzde 38’i karşılanır. İçerisinde bulunan triptofan, mutluluk verici bir aminoasittir. Ayrıca içerisinde
bulunan magnezyum, kalp kasının çalışmasında, kan basıncının düzenlenmesinde, sinir iletiminde ve kasların gevşemesinde etkilidir. Kaju
içerisinde bulunan çinko, büyüme ve gelişmede etkili olmakla birlikte vücuda zarar veren serbest radikallere karşı vücudu korur. Kaju, özellikle bağışıklık sisteminin korunmasında etken olan
selenyum mineralini içerir. Ayrıca içeriğindeki yağ çeşidinin yüzde 75’inin tekli doymamış yağ asidi olması nedeniyle ekstra yararlıdır. Kaju’nun
kalorisi ceviz kadar yüksektir. İngiltere’de çocuklara ilk bir yıl verilmemesi önerilir.





3 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Amerikan fıstığı

Amerikan fıstığını diğer kuruyemişlerden ayıran en önemli özelliği, doymuş yağ asidi içeriğinin yüksek olmasıdır. Bu nedenle fındık, badem, ceviz gibi diğer kuruyemişlere göre daha az tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır. Enerji içeriği ortalama olarak kajunun kalorisine yakındır. Amerikan fıstığı bazı durumlarda alerjik besin olarak da kabul edilir. Özellikle ailesinde besin alerjisine sık rastlanan bebeklerin besinlerinde ilk 3 yıl kuruyemişlerin yer almaması önerilir. Kalp sağlığı açısından önemli olan omega-3 içeriği yine ceviz, badem ve fındığa göre daha düşüktür.


4 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Ceviz

İyi bir bitkisel protein kaynağı olmasının yanı sıra, omega-3 kaynağıdır. Omega-3 içeriği ile vücudu iltihaplanmaya karşı korumakla kalmaz, kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkiler gösterir. Bilimsel araştırmalarla saptanan kan kolesterolünü düşürücü etkisi, damar sağlığının korunması açısından oldukça önemlidir. Ceviz, aynı zamanda beynin besini olarak da adlandırılır. Bunun sebebi; çocuklarda beyin gelişimini destekleyen omega-3 yağ asitlerinden zengin olmasıdır. Manganez ve bakırdan, aynı zamanda B vitaminlerinden ve liften zengindir. Yapılan bilimsel araştırmalar, günde 45 gram ceviz tüketiminin; kalp-damar sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösterir. Başka bilimsel çalışmalar ise, düzenli ceviz tüketiminin kemik sağlığını olumlu yönde etkileyeceğini ve depresyon üzerinde olumlu etkiler oluşturabileceğini göstermiştir. Uzun dönemli bir başka bilimsel çalışma ise, günde 30 gram ceviz tüketiminin, safra taşı oluşum riskini yüzde 25 azaltabileceğini ortaya koymuştur. Dünyada en güçlü antioksidan olarak kabul edilen melatonin, kişilerin rahatlamasınanedenrahat uyumasına yardımcı olur. Ceviz, melatonin için de iyi bir kaynak olarak kabul edilir. Melatonin içeriği nedeniyle, hücre yenilenmesinde ve yaşlanmanın geciktirilmesinde de etkili olabileceği düşünülür.


5 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Şam fıstığı

Özellikle solunum sistemi rahatsızlıklarının yaşanmasını engelleyen şam fıstığının kalp rahatsızlıklarına yakalanma riskini düzenli tüketimde azalttığı bilinir. İçeriğinde bulunan protein, şam fıstığını diğer kuruyemişlerden ayıran en önemli özelliktir.



6 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Makadamya fıstığı

İçerisinde bulunan yüzde 78 tekli doymamış yağ asidi makadamya fıstığını diğer kuruyemişlerden ayrıcalıklı kılar. Ayrıca antioksidan özellikli olması nedeniyle vücudu serbest radikallere karşı korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Kemik ve diş gelişimi için en önemli mineral olan kalsiyum makadamya fıstığında yüksek oranda bulunur. Lif içeriğinin yüksek olması, bağırsak sisteminin daha düzenli çalışmasına katkı sağlar. İçerisinde yüksek oranda bulunan arjinin, büyüme ve gelişmeyi tetiklediği için çocuklarda tüketimi önemlidir. Ayrıca kolesterol sıkıntısı olan bireylerin de düzenli olarak makadamya fıstığı tüketmesi gerekir. En az fındık ve badem kadar önemli bir kuruyemiştir.


7 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Pikan cevizi

Antioksidan özelliği güçlüdür ve bağışıklık sistemi için önemlidir. Ayrıca magnezyum, E vitamini, kalsiyum, potasyum içermektedir. Lif içeriği yüksek olan pikan cevizinin sağlığa olan katkıları tam olarak bilimsel açıklığa kavuşmasa da mayo clinic tarafından yapılan bir çalışmada kötü kolesterolü düşürücü etkisi olduğu saptanmıştır. 15 yarım pikan cevizi içerisinde bulunan protein, 30 gram etteki protein miktarına eşittir.


8 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Fındık

Dünyada bulunan tüm besin öğelerini bünyesinde bulunduran tek besin fındıktır. Çok iyi bir enerji kaynağı olmasının yanı sıra yeterli miktarda tüketildiğinde kolesterol düşürücü etkisi bulunur. Ayrıca kalp sağlığı ve kalp ritminin ayarlanmasında yararı olan fındıkta tek dikkat edilmesi gereken durum tüketim miktarıdır. Kemik ve vücut gelişimini desteklediği için çocukların tüketmesi gereken fındık, özellikle solunum sistemi rahatsızlıklarının yaşanma riskini düşürür.



9 /9




Çocuklar için en yararlı 8 kuruyemiş





Badem

Ülkemizde kabukları soyularak veya kavrularak tüketilmesinin yanı sıra birçok pasta ve tatlının içine konulan bademin yararları vücut için vazgeçilmezdir. Özellikle bağırsak sisteminin düzenli çalışmasındaki ve bebeklerin gelişimindeki katkıları önemlidir. Ayrıca sinir sisteminin gelişimi ve solunum yollarının sağlığı için günde 8-10 adet badem tüketimi gereklidir. Badem, bağışıklık sistemini de güçlendirir.

.

Kuru Eriğin Faydaları

KURU ERİĞİN FAYDALARI NELERDİR ?

Birçoğumuz için erik denmesi ağzımızın sulanmasına yetiyor. Fakat nedense kuru erikten pek haberdar değiliz. Kuru erik, temelde herhangi bir fermantasyon süreci olmadan güneşte doğal olarak kurutulmuş erik çeşididir. Bugüne kadar test edilen hiçbir meyve ve ya da kurutulmuş ot, kemik sağlığı üzerinde kuru eriğin gösterdiği etkiyi göstermemiştir. Elbette tüm meyve ve sebzelerin beslenme üzerinde olumlu etkileri var ancak kemik sağlığı açısından bu meyve olağanüstü! Kuru erik mucizesi bununla sınırlı değil.

İşte kuru eriğin muhteşem faydalarının listesi!



1. Kuru Erik ile Tanışın

Buruşuk ve mütevazi bu meyve; şaşırtıcı bir biçimde lif ve potasyum, demir ve retinol de dahil olmak üzere vitamin ve minerallerden oluşmuş bir enerji deposudur. Kuru erik, K vitamini açısından zengindir ve beta-karoten içerir. Sadece küçük bir kase kuru erik; önerilen günlük K vitamini alımının % 87’sini, çoğu B vitamininin % 20’sinden fazlasını, kalsiyumun % 8’ini ve potasyumun % 27’sini sağlar.



2. Kalp Sağlığı

Kuru erik içerisindeki yüksek potasyum, kalp ve sinir tepkisinin düzgün çalışmasını sağlayan en önemli mineral. Günlük potasyum alımı düşük kan basıncına yardımcı olur, baş dönmesi, kalp rahatsızlığı, kalp krizi ve felç gibi problemlerin riskini azaltır.



3. Kabızlığı Azaltır

Kuru eriği yıllardır insanların tercih etmesinin en büyük sebebi popüler bir yardımcı sindirim sistemi olmasıdır. Kuru erik, vücudun yiyecekleri doğru bir şekilde sindirmesi için kabızlığı hafifletir ve düzenli bağırsak hareketlerine de yardımcı olur. Kuru erikle hazırlanmış bisküvi ve dumanı üzerinde tüten bir kek düşünün. Nefis oldu nefis!



4. Sağlıklı Saçlar

Demir eksikliği saç dökülmesine, kurumasına ve saç renginin bozulmasına neden olabilir. Erik, saçlarınızın genel sağlığına katkıda bulunan ve sayısız faydalar sunan mükemmel bir demir kaynağıdır. Kuru eriğin lezzet kattığı tatlı ve çikolata da kullanabilirsiniz.



5. Cilt İçin Harika

Kuru erikte bulunan vitamin ve mineraller, sağlıklı cildi korumaya yardımcı olur. Bu mütevazi meyve aynı zamanda yaşlanmayı yavaşlatmaya yardımcı olur ve kırışıklıkların gelişimini geciktirir.



6. Antioksidanın Güç Merkezi

Yaban mersini antioksidan ölçeği olarak çok yüksektir ancak şaşırtıcı derece de kuru erik daha da yüksektir. Boston’daki Tufts Üniversitesi‘nden araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırma, kuru erikleri, antioksidan kapasitesi bakımından 1. gıda olarak seçti.

Erikler, antioksidan olarak işlev gören manganez, demir ve bitki fenolikleri içerir ve hücre zarlarının serbest radikal hasarından korunmasına yardımcı olur. Müsli, tahıl ve kahvaltılık gevrek karışımlarından kuru eriği eksik etmeyin.



7. Görmeyi Geliştirir

Kuru erik, sağlıklı görme için gerekli olan vitamin A’nın büyük bir kaynağıdır. Sadece bir adet kuru erik günlük A vitamini alımının %3’ünü karşılar. A vitamini eksikliği olan kişiler gece körlüğü, kuru gözler, maküler dejenerasyon ve katarakt görme eğilimindedirler. Kuru eriği, sağlıklı atıştırmalıklar ve diyetlerinizde ara öğün olarak kullanabilirsiniz.

Alıntıdır.

17 Eylül 2018 Pazartesi

‘Leblebi’ nin 600 yıllık Tarihi

Bazı tarihi kaynaklarda yer verilen bilgilere göre, nohudun işlenmesiyle elde edilen kuruyemiş türü olan leblebi, ilk kez Şeyh Murat Gazi tarafından 1370'li yıllarda bulundu. 
Nohudun ısıtılıp bekletilmesini keşfeden Şeyh Murat Gazi'nin bulduğu leblebi üretimi, kısa sürede Anadolu'ya yayıldı.
Kabri İstanbul'da bulunan ve ''Leblebicilerin Piri'' diye anılan Şeyh Murat Gazi'nin icat ettiği leblebinin üretimini, onun vefatından yaklaşık 180 yıl sonra bir Arnavut ustadan öğrenen Tavşanlılı ustalar, bu kuruyemişi Tavşanlı'da üretmeye başladı.
19'uncu yüzyılda Tavşanlı'da yaygınlaşan leblebi üretimi, Cumhuriyet döneminde de ustalarının sayısı artarak devam etti.
Leblebi, nohudun günler süren uğraş sonucu terbiyesiyle özel fırınlarda kavrulmasıyla elde ediliyor. 
5
Bu işlem sırasında nohut 3 ayrı günde 3 kez ''tavlama'' diye bilinen ısıtılma işlemine tabi tutuluyor. 3'üncü tavlamadan sonra bir alana serilerek dinlenmeye bırakılan nohut, bu aşamaya gelinceye kadar bir ay bekletiliyor.
6/
Leblebi yapılacağı günden bir gün önce akşam nohutlar ıslatılarak kabarması sağlanıyor. Ertesi gün nohutlar önce tavada ısıtılıyor, daha sonra ''mafrak'' denilen ahşap aletle hafifçe bastırılarak kabukları çıkarılıyor. 
Bu işlem sırasında nohutların bir kısmı ikiye bölünüyor. İkiye ayrılanlar elekle bütünlerden ayrılıyor. Bölünenlere ''kırık leblebi'' denilerek, bundan leblebi unu yapmak için yararlanılıyor.
Bütün olan leblebiler çeşitli şekillerde satışa sunuluyor. Bir kez daha kavrulma işlemine tabi tutulmaları sonrası sarı üstüne siyah benekli görünüm kazanıyor. Buna ''çifte kavrulmuş leblebi'' deniliyor.

14 Mart 2018 Çarşamba

Kuruyemiş Dükkanı açarken nelere dikkat edilmelidir ?

Değerli okurlar ;

Kuruyemiş sektörünü yakından takip eden takipçilerimize özel bir yazı hazırladık.
Bu yazımızda iyi bir ciro elde edilebilecek, yada güzel bir şekilde bir kuruyemiş mağazası nasıl açılır, bu mağazayı açarken veya açtıktan sonra nelere dikkat edilmelidir, bunlar hakkında bilgi vereceğiz.

Hemen herkesin hayalidir iyi bir kuruyemiş dükkanı açmak ve işletmek. Genellikle kuruyemişe olan talebin fazla olması ve ülkemizin kültürü halini benimsemiş ürünlerin satışı olduğu için düşünebilecek ve akla ilk gelenlerden olacak kuruyemiş dükkanı işletmek, aslında göründüğü kadar basit olmayabilir. Öncelikle kuruyemiş dükkanını nereye açacağımız çok önemli. Genel anlamda işlek bir cadde de olması yapılması gereken önemli faktörlerden biridir. Fakat hareketli ve işlek bir cadde de olacak dükkanın da masraflarını göz önünde bulundurmakta fayda var.


Ülkemizde artık gelişen teknoloji ve modern yaşamı da göz önünde bulundurursak dükkandan ziyade bir mağaza açmak afilli ışıklar, şık tezgahlar, özel aydınlatma sistemleri, tavan ve taban dekorasyonu ile öncelikle dikkat edilmesi gereken şey bir mağaza da tasarımdır. Mimari olarak özel bir hava katmanız gerekiyor. İmkanlar dahilinde en şık mağazanızı oluşturmaya çalışın. Ayırdığınız bütçeniz dahilinde iyisini yapmanızda fayda var. Şık bir mağaza dışardan bakıldığında ne kadar pahalı bir görüntü çizse de gelişen modern şartlardan kaynaklı özel bir yer olduğunuzu hissettirmek çok önemli.
Bununla beraber, aslında daha da önemli olan bir şey var. Ürünlerinizin kaliteli ve taze olması. Açacağınız mağazanız da A dan Z ye tüm ürünlerin kaliteli ve fiyatının uygun olması çok önemli bir faktör. Ürünleri sunacağınız tezgahların ürünleri taze bir şekilde sunabilecek pozisyonda olması gerekiyor. Tezgah önlerine kapaklar, kuruyemişlerinizi sergilemek istediğiniz çuvallara kapaklar, lokum tezgahlarınızda da aynı şekilde ürünlerin hava almasını engelleyecek şekilde cam ve ya plastik veya şık kapaklar yapmanızda yarar var.

Her şeyi özel bir şekilde tasarladık, mağazımızı şık bir şekilde kurduk, ürünlerimiz kaliteli ve fiyat olarak ta mümkün olduğunca uygun. Şimdi önemli olan bir şeye daha geldik. Ambalajlama sistemimiz. Ürünlerimizi koyacağımız paketleme ler ne kadar düzenli ve özel olursa, müşterileriniz çok daha fazla memnun olacaktır. Sadece kutu ya da kese kağıdı kullanmak yerine, içeriğine özel naylon ya da streşli ambalajlarda muhafaza etmek ürünün bayatlamasına engel olmak demektir. Ayrıca nemli bir ortamda kuru yemiş mağazanız varsa (denizkenarı) örnek veriyorum bu işte çok dikkatli olmanız gerekiyor. Yağmurlu bir hava da bile ürünlerinizin yumuşama ve bayatlama olayı yüksek. Bu yüzden mağazanızın nem oranın daima düşük kalmasına özen göstermeniz gerekiyor. Bununla beraber sunduğunuz ambalajların muhafazasını dikkatli ve özenli bir şekilde yaptığınızda müşterilerinizin memnun kalması gayet iyi bir durum olacaktır. Ayrıca hediyelik olarak sunduğunuz ambalaj sisteminizin şık ve güzel bir görüntü de olması müşterilerinizin memnuniyeti adına çok önemlidir.

Güler yüz en önemli şeylerden biridir. Gülmesini bilmeyen esnaf olamaz sözünden yola çıkarak, mağazanızda siz ve ya çalışan elemanlarınızın güler yüzle müşteriyi karşılaması ve onlarla bilhassa özel olarak ilgilenmesi ise müşteri memnuniyeti adına çok ama çok önemli etkenlerden biridir. Onlara ikramlarda bulunarak ürünlerinizi tanıtabilir, ikramlarınız lada onları da memnun edebilirsiniz.

Bütçeniz yetiyorsa kullanacağız kutular, kese kağıtları, tartı için kullanacağız kürek v.s şeyler plastik yerine daha özel paslanmaz malzemeden yapılmış kürekler olsun. Kutularınız sağlık açısından izinli ambalajlar olsun. Mağazanızda satışı az giden ya da satılmayan ürünlerinizi çalıştığınız toptancı firmalarıyla iletişimde olarak değişimini sürekli yapın. Çok giden ürünlerinize kampanyalar yaparak sıcak satışınızı aktif şekilde yapın. Yeni çeşitler sunarak farklı bir mağaza olduğunuzu hissettirin.

Yeni mahsül ürünler çok önemli . Elinizde geçmiş döneme ait üretimi olmuş ürünler bulundurmaktan kaçın. Daha uygun fiyata alabileceğiniz ürünler olsa da kısa zamanda ekim dönemlerinde ürünleriniz bayatlar ve kurtlanabilir. Buna dikkat etmenizde yarar var. Önce kaliteli hizmet anlayışına sahip olarak en uygun şekilde fiyatlandırma nızı yapmanız gerekiyor.

Sıcak satın, kavurun, taze olarak müşterilerinize sunun. Bütçeniz dahilinde mini kavurma makinaları mağazanızı daha şık hale getirecek ve üretici potansiyeliniz olduğunuzu müşterilerinize hissettirecek ve daima sıcak ve taze olarak satış yapacaksınız. Böylelikle maliyetleriniz düşecek ve daha çok kar elde etmeye çalışacaksınız. Üretim biliyor sunuz ki çoğu şeyden önemli.

İlerleyen yazılarımızda ürünlerin üretim aşamaları ve nasıl üretildiği hakkında bilgiler vermeye çalışacağız. Bizi sabırla okudunuz , bizlerde mümkün olduğunca bilgilerimiz dahilinde yazdık.

Şimdiden kuruyemiş dükkanın da faaliyet gösterecek genç yaşlı girişimci herkese bol şans diliyor,
hayırlı işler diliyoruz.





10 Mart 2018 Cumartesi

Ihlamurun sağlık açısından yararları nelerdir?



Ihlamur ortalama 20-55 metreye kadar uzunluğa erişebilen ağaçlarda yetişiyor. Ihlamur ağacının çiçeklerinin yaydığı hoş kokulardan dolayı ev bahçelerinde ve sokak aralarında da yetiştirilmektedir ve de özellikle kış aylarında yapraklarından yapılan ıhlamur çayları normal siyah çayın yerini almıştır.

Kış aylarında bal ve limon ile karıştırılarak içilen ıhlamur çaylarının sağlık açısından çok faydalı olduğuna söylenilmektedir. Ihlamur çiçekleri mevsimi geldiğinde bal arıları için de bir besin kaynağı olurken ıhlamurun yapraklarından ayrıca çeşitli hastalıklara iyi gelen macunlar yapılabilmektedir.

Kalsiyum açısından zengin bir besin kaynağıdır ve önemli bir A vitamini deposudur. B 6 vitamini de içermektedir.  İçerdiği vitamin, element ve diğer maddelerle bazı hastalıklara faydaları vardır.


Ihlamurun Sağlığa Faydaları
Ihlamur daha çok kış aylarında soğuk algınlığına neden olan hastalıklara yakalanmamak için veya belirli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. En çok yaprakları kaynatılarak demlenir ve limon veya bal karıştırılarak içilir.

Grip ve Nezleye Karşı Ihlamur: Ihlamur kış aylarında meydana gelen soğuk algınlığından ve yaygın salgın hastalıklardan korunmak ve bu hastalıkların tedavileri için tüketilmektedir. Daha fazla verim almak için ıhlamura bal ve limon eklenebilir. Balın yardımıyla vücudun direnci hastalıklarla mücadele için arttırılır. Balın doğal bir antibiyotik olması ıhlamurun etkisini iki katına çıkarır. Yalnız bal, haşlanmış veya çok sıcak suda özelliğini kaybeder. Bu yüzden ıhlamura karıştırılmadan önce mutlaka suyun soğumasını beklemekte yarar var.


Ihlamur Öksürüğe İyi Gelir: Ihlamurun üşütmeden kaynaklanan öksürüğü yatıştırıcı özelliği vardır. Düzenli olarak sıcak tüketildiğinde öksürüğe neden olan bakteri ve mikropları vücuttan atar ve solunum yollarında öksürükten dolayı meydana gelen tahrişleri giderir. Öksürükten daha hızlı ve kısa zamanda kurtulmamıza yardımcı olur.

Ihlamur Vücudun Direncini Arttırır: Kan dolaşımının hızlanmasını sağlar ve vücudu sıcak tutmaya yardımcı olur. Özellikle kış aylarında üşüme sorunu yaşayan kişilerin bu sorunu çözmesine önemli derecede yardımcı olur. Hastalıklarla genel anlamda mücadele için metabolizmayı kuvvetlendirici özelliği bulunmakta.

Stresi Giderir: Ihlamurun sinir sistemi üzerinde de ciddi katkısı vardır. Hazırlanan ıhlamur çayının içerisine karanfil atıldığında sinir üzerinde daha fazla etki gösterir ve sakinleştirici özelliği vardır. Böylece genel anlamda sinir sistemlerini olumlu yönde etkiler ve stresten kaynaklanan kötü düşüncelerden bünyeyi korur. Yalnız gece geç saatlerde aşırı derecede ıhlamur tüketimi uykusuzluğa neden olabilir. Bu yüzden akşam saatlerinde fazla tüketilmemesi tavsiye edilir.

Saç Sağlığı için Ihlamur: Ihlamurun saç sağlığına da fayda sağladığı bilinmektedir. Ihlamur yapraklarını kaynatarak elde ettiğini su ile saçlarınızı yıkadığınızda doğal bir görünüm kazandırmış olursunuz. Bu uygulama saçlarınızı kuvvetlendirir ve aynı zamanda kafa derisindeki bazı kaşıntıları giderebilir. Aynı zamanda saç derilerini kuvvetlendirerek saçların dökülmesine engel olabilir. Zararlı bakterilerde kafa derisini arındırarak kaşıntı ve benzeri hastalıklardan korunmamızı sağlar.

Ihlamur Cilt Lekelerini Giderebilir: Yukarıda anlatılan bütün bu özelliklerin yanında ıhlamur cilt hastalıklarına karşı da iyi gelir ve çok fazla çeşidi olan hastalıklara karşı kısmen tedavi amaçlı olarak kullanılır. Cilt lekelerine de faydalıdır. Bunun için ıhlamur yaprakları yumuşayıncaya kadar kaynatılır ve lekelerin üzerine uygulanır. Zamanla bu lekeleri çıkardığını göreceksiniz. Ihlamur bunun yanında ciltte yaşlanmadan dolayı meydana gelen kırışıklıkları giderebilir.

Ayrıca hücreleri kuvvetlendirerek cildin daha geç yaşlanmasını sağlayarak sağlıklı ve güzel görünüm sağlayabilir.

Ihlamur Dolaylı Olarak Kalp Sağlığına Faydalıdır: Ihlamurun direkt olarak kalp sağlığına faydalı olduğunu söylemek zor ama damarlar üzerinde olumlu etkisinden dolayı kalp sağlığına da faydalıdır diyebiliriz. Damar tıkanıklıklarına engel olduğu için tıkanıklıktan kaynaklanan kalp yorgunluğunu veya olası hastalıklardan koruma özelliğine sahiptir. Damar sertliğinin oluşmasına izin vermez ve kan akışını hızlandırdığı için damarların etraflarında oluşabilecek tabakalara engel olur. Aynı zamanda bu katkılarıyla birlikte kanı kısmen temizleme özelliğine sahiptir diyebiliriz.

Astım ve Bronşit Hastalıklarına İyi Gelir: Ihlamurun genel anlamda solunum yollarına iyi geldiğini söylemiştik. Ihlamurun nefesi açıcı özelliği de var. Kış aylarında üşütmeden dolayı meydana gelen bronşit hastalığına iyi gelir. Bronşları yumuşatıcı ve rahatlatıcı özelliği vardır. Astım ataklarını yatıştırdığı söylenmektedir. Karaciğerde meydana gelen iltihaplar üzerinde önemli etkisinin olduğunu savunan uzmanlar da vardır. Özellikle kronik alerjik astım hastaları için düzenli olarak tüketiminin tavsiye edildiği söylenebilir. Alerjik astıma karşı etkili olabilir ve rahatlama sağlayabilir. Önceden tüketilmeye başlanması atakların daha hafif geçmesini sağlayabilir.


Ihlamurun Hipertansiyona İyi Geldiği Söylenmektedir: Yaygın bir kanaat değil ama bazı uzmanlar ıhlamurun hipertansiyona da iyi geldiğini söylemektedirler. Tansiyonu sağlıklı seviyede tutmada az da olsa rolünün olduğu söyleniyor.

Terlemeyi Sağlar: Kış aylarında, özellikle kar yağışının az olduğu kışlarda, genelde virüslerden kaynaklanan salgın hastalıklar insanları muzdarip ederler. Bazı virüs çeşitleri terleme yoluyla daha kolay vücuttan atılmaktadır. Bunun için ıhlamurun faydalı olduğunu söylemek mümkündür. Terleme şiddetini arttırmak için ıhlamurun içerisine acı biber katılabilir. Böylece acı biberin yardımıyla hem solunum yollarının rahatlaması sağlanır hem de terlemenin şiddeti arttırılmış olur.

Ihlamurun Sindirim Sistemine Faydaları: Sıvı olduğu için sindirim sistemini yormaz. Bunun aksine çok az çalışan tembel sindirim sistemlerine ve bağırsaklara hareket kazandırır. Hazmı hızlandırır ve mideyi yormaz, kuvvetlendirir.

Kansızlığı Giderir: Birçok uzman, ıhlamurun kansızlığı giderdiğini belirtmektedir. Kansızlık sorunu çeken kişilerin ıhlamuru düzenli olarak kullanmasında fayda olduğunu söyleyebiliriz.


Ihlamurun Zararları: Şimdiye kadar yapılan hiçbir araştırma ıhlamurun direkt olarak sağlığa herhangi bir zararının olduğunu ortaya koymamıştır. Sadece aşırı tüketilmesi ve yanlış kullanılması durumunda bazı yan etkileri olabilmektedir.

Bunlar;
Çok fazla ve geç saatlerde tüketilmesi uykusuzluğa neden olabilir.
Ihlamur sadece bir kere kaynatılır, defalarca kaynatılarak tüketilmesi bir fayda sağlamaz tam tersi zararlıdır.
Mümkün olduğunca tatlandırmak için bal veya limon kullanılabilir. Şeker kullanımı kilo almaya neden olabilir.
Ihlamur, aşırı sıcak içilmemelidir. Haşlanmış ıhlamurun terlemeye yardımcı olduğuna dair genel bir kanaat vardır. Halbuki ıhlamur sıcaklığının yoğunluğu yemek borusuna ve ağız içine zarar verebilir.

Tavsiyeler

Ihlamurun her açıdan sağlığa faydalı olduğu kesindir. Özellikle kış aylarında grip, nezle gibi soğuk algınlığına neden olan hastalıklara karşı etkilidir. Ekim ayında taze ıhlamur bulmak mümkün olduğundan dolayı hastalıklara yakalanmadan önce taze olarak tüketilmeye başlanması, önceden tedbir alınması adına önemlidir. Bu yüzden hasta olmayı beklemeden düzenli olarak en azından kış ayı boyunca tüketmenizi tavsiye ederiz.

3 Mart 2018 Cumartesi

Hafta sonları kilo almaya son verin!


Hafta sonları kilo almaya son!

Diyet yapanların en müzdarip olduğu sorunlardan biri de hafta sonu kaçamaklarıdır. Bütün hafta düzgün giden diyet programı hafta sonu birçok sebeple bozulabilir. 
Bu sebeple ara öğünlerde aksatmalar olur. 1 avuç kuruyemiş fazlasıyla iyi gelecektir. Genelde hafta sonu koşturmacası arasında öğünlerimiz kayar ve çok uzun saatler aç kalabiliriz. 
Bu da bir sonraki öğünde daha fazla besin tüketmemize yol açar. Özellikle öğle yemekleri hafta sonu düzenli tüketilmediğinden, kahvaltı ile akşam yemeği arasındaki zaman çok uzar. Akşam yemeğinde aşırıya kaçmamak adına akşam üstü saatlerinde 1 avuç kuruyemiş tüketin. Kuruyemiş içerdiği besinlerle sizlere bir süre tokluk hissi verecek ve ara öğün yerine geçecektir. Tüketmiş olduğumuz kuruyemişlerde aşırıya kaçmamak önemli. Lezzetli kuruyemişlerle ara öğün takviyesi yaparak kilo verin fit kalın, sağlıklı yaşayın..



1 Mart 2018 Perşembe

Ara öğünde tüketebilecek en faydalı kuruyemişler



 Yoğun iş hayatı, metropol yaşamı yeme-içme alışkanlıklarını değiştiriyor, ‘atıştırma’ ihtiyacı artıyor. Ana öğün saatleri kaçırılıyor, yemek yeme süreleri kısalıyor. Bu nedenlerle sağlıklı gıda arayışı da doğal gıdalara yönelik ilgi de artıyor. İşte tam bu zamanlarda devreye ‘atıştırmalıklar’ giriyor. Gün içindeki ara öğünler, küçük açlıkları bastırmaya yönelik gıdalar, keyif almak ya da kendini iyi hissetmek için tüketilen pek çok ürün, atıştırmalık ürün kategorisine giriyor. Uzmanlara göre bu gıdalar kan şekerini hızlı yükseltmiyor, dengede kalmasını sağlıyor. Ayrıca kalorisi çok yüksek olmayan yiyecekler oldukları için kilo vermeye yardımcı oluyor. Kuru meyve, fındık, ceviz, badem gibi kuru yemişler, atıştırmalıklardan bir kaçı..




 Peki nasıl oluyor da bu yiyecekler kilo aldırmıyor, hatta kilo vermeye yardımcı oluyor? Sağlıklı atıştırmalıklar kan şekerinin düzenlenmesinde ve kilo kontrolünde oldukça önemli yer tutar. Kan şekerinin düşmesini önleyerek yemek yeme ihtiyacını azaltır. Bu sebepten dolayı o öğünden daha az kalori almış oluruz ve bu da kilo kontrolünde ve zayıflama programında bize yardımcı oluyor. Miktarına dikkat edildiği sürece ara öğün olarak tüketilen kuru yemişin kilo verdirmeye yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Ara öğün tüketiminin 2 saatte bir yapılmak gerektiğini de uzmanların tavsiyesi..

 Kuru yemiş sektörü son 10 yıldır ‘sağlıklı’ bir dönüşüm yaşıyor. Özellikle gençler tarafından yeniden keşfedilen kuru yemiş, ‘Sağlıklı atıştırmalık’ kategorisinde yeniden konumlanıyor. Türkiye’de kişi başına kuru yemiş tüketimi 3.5 kilogram. Türkiye, İran ve Lübnan ile birlikte, dünyanın kişi başına en çok kuru yemiş tüketilen ülkesi. Çerezlik kuru yemiş sektörünün büyüklüğü yaklaşık 3.6 milyar lira. Sektör her yıl yaklaşık yüzde 10 büyüyor. Kuru yemiş tüketiminin %40’ı ay çekirdeğinden oluşuyor. Yılda 120 bin tona ulaşan bir tüketim var.





Ay çekirdeğini tuzlu fıstık izliyor. Seride antioksidan özelliğiyle öne çıkan çekirdekli siyah üzüm ya da kuru erik de var. Özellikle kuru erik, çok geniş bir kitle tarafından sevildi ve büyük beğeni ile tüketiliyor. Çok net söyleyebiliriz ki kuruyemiş, tüm atıştırmalıklar içinde kesinlikte en sağlıklı atıştırmalıktır.

Kuru yemiş tüketiminde son yıllarda meydana gelen önemli bir değişiklik paketli kuru yemiş tüketiminin artışı. 6 yıl önce paketli ve markalı kuru yemiş pazarı, tüm kuru yemiş pazarının sadece %15’i düzeyindeydi. 2018 yılı itibarıyla paketli pazar %70’e çıktı. Yani kuru yemiş pazarının üçte biri artık paketli gerçekleşiyor.

Hamilelikte kuruyemiş tüketimi nasıldır? Faydaları nelerdir ?


Beslenme faktörü anne ve bebek sağlığı açısından önemli. Bu konuda hamilelik sürecinde, hangi kuru yemişlerden ne kadar tüketilmesi gerektiğini de bilmekte fayda var.

Hamilelikte tüketilecek kuru yemiş miktarı günlük ortalama 25 gram olarak öneriliyor, bunu kısaca bir avuç olarak nitelendirebiliriz. İşte anne adayları için tüketebilecekleri kuru yemişler bebeklere faydaları:

Ceviz: Hamileler için önemli bir besin kaynağı. Bebeğinizin beyin gelişiminin yeterli olmasına yardımcı olmak için günde 3 tam ceviz tüketmeniz mantıklı bir seçim olacaktır.

Antep fıstığı: Protein ve vitamin yönünden oldukça zengin. Günde 10 adet yenen fıstık vücudun yağ ihtiyacını karşılıyor.

Fındık: İçerdiği kalsiyum sayesinde bebeğin kemik gelişiminde önemli rol oynuyor.

İncir: Hamilelikte yavaşlayan sindirim sistemini hızlandırıyor.

Kayısı: Hamilelikte tatlı ihtiyacını karşılarken hassas olan bağırsakları da koruyor.

Kabak çekirdeği: Mineral protein ve içindeki yağ bakımından zengin . Böbrekleri güçlendiren bir besin kaynağı.

Yaban mersini: İdrar yolu enfeksiyonlarına birebir. Sindirim sistemi problemlerini ortadan kaldırdığı için hamilelikte tüketilmesi gereken yiyecekler arasında.

Badem: Her derde deva, içerdiği çinko minerali sayesinde anne sütünü arttırıyor.

Yer fıstığı: İçeriğindeki E ve B Vitaminleri ile fosfor magnezyum potasyum ve sodyum minerallerini bulundurduğu için kemikleri ve kasları kuvvetlendiriyor.

Leblebi: Tokluk hissi yaratıyor. Asit fazlasını alıp mideyi rahatlattığı için hamilelikte yaşanan bulantı ve kusmalara iyi geliyor.

Bu gün pek çoğumuzun severek tükettiği, elinin altından eksik etmediği kuru yemişler üzerinde durduk ve faydalarını öğrendik. Nefis lezzetler, doğanın bize sunduğu bu ufacık gıdaların faydalarını gördük, öğrendik ve şimdi faydalanma zamanı.

Kuru yemişler artık raflarda değil internet mağazalarında. Bu nefis ve faydalı lezzetler online pazarlarda yerini aldı. Sağlıklı atıştırmalıklardan sipariş vermek çok daha kolay. Canınızın çektiği tüm ürünler faydaları ve ürün bilgileriyle internet mağazalarında satışı yapılmakta . Özel lezzetler için linke tıklayarak ürünlere ulaşabilir ve ara öğünlerinizde kolaylıkla tüketebilirsiniz.





24 Şubat 2018 Cumartesi

Leblebi Çeşitleri Hakkında Bilgiler

 Leblebi, günlük olarak tüketilen, nohuttan üretilmiş olan sağlıklı bir atıştırmalıktır. Leblebi nohut aşamasından geçtikten sonra leblebi oluyor. Belirli aşamalardan geçtikten sonra size kızarmış, kavrulmuş olarak ulaştırılıyor.
 Peki, leblebi çeşitleri nasıl üretiliyor, hangi çeşitler revaçta, kaç çeşit leblebi üretiliyor hepsini inceleyelim.
 Sade Leblebi natural leblebi olarakta bildiğimiz ürün klasik işlenmemiş leblebi çeşididir. Bu leblebi çeşidi üzerine susamlı, haşhaşlı, tarçınlı, vanilyalı, acılı, tuzlu, baharatlı, kakaolu, kahveli, damla sakızlı ve çikolatalı çeşitler yapılıyor.
 Susamlı Leblebi pekmezle ya da balla kaplanıp üzerine susam taneleri dökülüp bakır kazanlarda döndükten sonra pişirme makinalarına geçip diğer aşamada, belirli bir ısıda kavrulup ürün hizmeti satışa sunulmaktadır.
 Diğer ürünlerde benzer şekilde üretimi gerçekleştirilmektedir. Draje ve çikolatalı çeşitler için özel kazanlar mevcut olup üretim şekilleri biraz daha farklıdır. Acılı leblebi içinde söylemiş olduğumuz gibi susamlı leblebiye benzer şekilde üretimi yapılmaktadır. Tuzlu leblebi içinde aynı şeyleri söyleyebiliriz. Söylemiş olduğumuz kaplamalı tüm çeşitler öncelikle Çifte kavrulmuş sade leblebi olarak üretilmekte ve sade leblebi üzerine kaplama yapılmaktadır. Sade leblebi den vanilyalı, tarçınlı, susamlı, haşhaşlı, tuzlu, acılı gibi bir çok çeşit farklı yöntemler ile kavrulmakta ve perakende mağazalarda satışa sunulmaktadır.


 Leblebi mucidi Harmancıklıoğlu ailesi uzun yıllardır mesleğe kazandırmış oldukları çeşitler ile tanınmaktadırlar. Merhum usta Ali harmancıklıoğlu önderliğinde acılı ve vanilyalı çeşitler leblebi çeşitlerine kazandırılmış olup halen üretimi yapılmakta ve satılmaktadır. Leblebinin o kadar çok çeşidi mevcut ki, yazdığımız çeşitler sadece birkaçı. Daha farklı çeşitler üretilmeye elverişli olan leblebi sağlık açısından da faydalı bir ürün olduğu için uzmanlarında tavsiyeleri arasında yerini almaktadır.
 Sevdiğiniz tüm çeşitleri, yada tatmamış olduğunuz tüm lezzetler için bir tıkla sipariş verebilmeniz mümkün. Leblebihane.com Online adresten dilediğiniz şekilde ödeme yöntemleri ile kolayca sipariş oluşturabilir ve nefis lezzetlere ulaşabilirsiniz. Pirimiz şeyhimiz Murat Gazi hz. leblebiyi gözyaşlarıyla ürettiğinde bu kadar çeşidin olabileceğini tahmin edebilir miydi? Onun bıraktığı mirası devam ettiren tüm leblebici ustalarımıza, bu mesleği sevgiyle yapan emektar herkese, sonsuz teşekkürler.
 Besin sağlıklı bir ürün oluşu kalori azlığıyla leblebi fazlasıyla dikkat çekici, kilo vermeye yardımcı bir ürün, günümüzde herkesin genç, yaşlı tüketebileceği nefis lezzetler kuruyemişçilerde, gidemiyorsak eğer leblebihane de :) O halde tüm nefis lezzetlere sevgiler :))

22 Şubat 2018 Perşembe

'Türk Mutfağinin en Tatlı Üyesi Lokum hakkinda bilinmesi gerekenler'

Türk mutfağının en lezzetli üyesi, verilebilecek en güzel hediye, kahvenin yanındaki en iyi dost, çocukluktan bir nostalji, bayramları sevme nedenidir. İşte tarihi yüzlerce yıl önceye dayanan ve Osmanlı mutfağının önemli bir parçası olan lokum hakkında mutlaka bilinmesi gerekenler.



Türk lokumunun tarihi

Osmanlı döneminde saray mutfağının önemli bir parçası olan Türk lokumunun yüzlerce yıllık tarihi bulunmakta. Pers İmparatorluğu'nda M.Ö 226 ve 652 yılları arasında hüküm süren Sasanilerin sıkça tükettiği tatlı 'abhisa', kesin olmamakla birlikte lokumun kökeni olarak biliniyor. Lokum ilk başlarda 'rahat ul-hulküm' yani ‘boğazı rahatlatan’ olarak adlandırılırken geçen süre içerisinde 'rahat lokum' olarak adlandırılmıştır. Ve son olarak günümüz  Türkçesi ile birlikte 'lokum' denmiştir.

Anadolu'daki bilinirliği 15. yüzyıldan başlamıştır. 17. yüzyılda ise en popüler zamanlarını yaşamıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde ise seyyahlar Avrupa’ya lokumu götürerek ‘Turkish Delight’ olarak tanıtmıştır. Lokum buralarda da popülarite kazanmıştır. Osmanlı'da seri üretim 1777 yılında başlamıştır. İlk başlarda bal, meyve şurubu ve un ile karıştırılarak üretilmiştir. Nişasta ve rafine şekerin icadı ile günümüze kadar tat değişiklikleri yaşamıştır.




Lokum nasıl yapılır?

Lokum sitrik asit, şeker, nişasta, gıda boyası ve aroma ile yapılmaktadır. Şeker suda tam anlamıyla çözüleceği kadar kaynatılır. Sitrik asit ve nişasta ayrı kaplarda çözülmesi için bekletilir. Ardından sitrik asit ve nişasta şekerli su ile karıştırılır. Bu şekilde bir süre kaynatılır. Karışımın içine kaşık batırıldığında yapışkan bir kıvamda olup olmadığı kontrol edilir, nişastalı kaplarda 20 saat civarı bekletilir. Son işlem olarak, sert bir zeminde şekillendirilerek paketlenir.

Lokum çeşitleri

Damak tadı, üretim şekli ve üretim yerine göre birçok farklı lokum çeşidi bulunmaktadır. İşte lokum çeşitlerinden bazıları: kuş lokumu, fındıklı lokum, cevizli lokum, çifte kavrulmuş lokum, antep fıstıklı lokum, hindistan cevizli lokum, kaymaklı lokum, meyveli mini lokum, limonlu lokum, naneli lokum, narlı lokum, antep fıstık krokanlı lokum, narlı antep fıstıklı lokum, safranlı narlı antep fıstıklı lokum, atom lokum, gül yapraklı narlı antep fıstıklı lokum, çikolatalı lokum.

Lokumun besin değerleri

Kullanılan malzemeye göre besin değerleri değişmekle birlikte ortalama değerler bulunmaktadır. 100 gram lokumda: 
89.28 gr karbonhidrat, 
0.12 gr protein, 
0.19 gr yağ, 
0 gr lif, 
0 mg kolesterol, 
19 mg potasyum, 
5 mg kalsiyum, 
0.1 mg demir bulunmaktadır.

Lokumun faydaları
Lokumun bilinen onlarca faydası vardır. İşte lokumun öne çıkan özellikleri:
Bademcik iltihabının azalmasına yardımcı olur.
İçeriğindeki karbonhidrat ile böbrek hastaları için ve kilo almak isteyenler için yararlıdır.
Çıban ve yaralar için muhteşem bir iyileştiricidir.
Lokum, insanlarda kan seviyesini arttırarak birçok problemin önüne geçmektedir.

Çağımızın hastalığı Reflüye karşı Leblebi tüketin!


Geçmiş yıllarda mide rahatsızlıklarının başında gelen ülser hastalığına iyi geldiği bilinen leblebinin, şimdi de günümüz hastalığı olan Reflü'ye fayda sağladığı bilimsel olarak kanıtlandı.
Halk arasında Mide Reflüsü olarak bilinen Gastrit, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak biliniyor. Doktorlar tarafından, Reflü hastalığında tedaviyi destekleyici olarak tavsiye edilen leblebinin, daha birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor.

 Yatmadan önce bir avuç sade leblebi zararlı asitleri emerek yok ediyor. Aynı zamanda leblebinin bir diğer faydası ise anne sütünü faydalı. Lifli yiyecekler grubunda olduğu için leblebinin, bağırsak tembelliği konusunda da faydaları olduğu biliniyor. Yine bir başka faydası ise kilo vermeye yardımcı bir besin oluşudur. Günümüzde insanların hassasiyet gösterdiği kiloya karşı da öğün aralarında belirli ölçülerde tüketilmesi diyetisyenler tarafından tavsiye edilmektedir. Bahsettiğimiz konular leblebinin sağlığa olan faydalarından sadece bir kaçıdır. Daha başka bir çok faydası bulunmaktadır.

Günümüzde tüketim alışkanlıkları değişti. Leblebinin türevleride değişti. Son dönemde leblebi çeşidinin ise 43 çeşide ulaştığını hatta bunun yanında yeni lezzetlerinde üretilmeye devam edildiğini belirtildi. Leblebi çeşitleri o kadar arttı ki satışı yapılan mağazalarda müşteriler hangi çeşitten alacaklar bazen kafa karıştırıcı bile olabiliyor. Ayrıca bu faydalı lezzeti online olarakta alabilmek mümkün.
Tüm çeşitlerin olduğunu sanal mağaza Leblebihane.com adresinden güvenle sipariş vererek Leblebinin faydalarından yararlanabilir, ve organik lezzetlerle buluşabilirsiniz.

Sağlıklı atıştırmalı lezzetler hep yanınızda olsun. Şimdiden afiyet olsun :)